GHG | 1. BÖLÜM ~ Siren Kasabası

~ Oyunun Başlangıcı ~

Bai Liu uyandığında kendini bir arabanın arkasında otururken buldu. İçerisi dar, sıkışıktı ve yıpranmış sırt dayanağı sigara kokuyordu. Su damlaları arabanın camından aşağı süzüldüğünden, dışarıdaki hafif çiseleyen yağmuru belli belirsiz görebiliyordu. Loş gökyüzü alacakaranlık mı yoksa gece mi olduğundan emin olamamasına neden oluyordu ve burnunda hafif, nahoş bir tuzlu balık kokusu vardı.

Önünde [Oyun Talimatları] yazan süzülen bir ekran belirdi.

Bai Liu kaşlarını çattı.

Neredeydi? Neden buradaydı? Ve bu ekran neyin nesiydi?

Sanki Bai Liu’nun düşüncelerini hissetmiş gibi, ekran sorularına da ona göre cevaplar verdi.

[Ölümcül bir oyunun içindesin ve işini kaybettikten sonra sende yoğun bir para arzusu tespit ettiğimiz için burada bulunmaktasın. Paraya olan arzun, bu oyunun aktivasyonu için gereken koşulları karşılayacak kadar güçlü.]

Paneldeki kelimeler birer birer belirdikçe, Bai Liu sonunda bazı şeyleri hatırlamaya başladı.

Doğru ya, işini kaybetmişti.

Her zaman paraya karşı anormal bir arzusu vardı. Küçüklüğünden beri, paraya karşı o kadar yoğun bir sevgisi vardı ki bir psikiyatrist ona “para biriktirme sendromu” teşhisi koymuştu ve paraya olan takıntısını dizginlemezse, bir gün hayatını bunun için riske atabileceği konusunda da uyarmıştı.

Bai Liu’nun işi olduğu zamanlarda, para arzusunu kontrol altında tutmaya yetecek kadar her ay belirli bir sabit geliri olurdu. Ancak işini kaybettiğinde, kendini her ne pahasına olursa olsun servet biriktirmek için kontrol edilemez, hatta çaresiz bir arzuya kapılmış halde bulurdu. Psikiyatristi bunun işsiz bir işkolik için normal olduğunu söylemiş ve gönlünü ferah tutup, dünyayı görmesini tavsiye etmişti.

Bai Liu bu tavsiyeye sadece acı bir şekilde gülmüştü.

Parası olmadan göreceği tek “dünya” cehennem çukurları olurdu.

Psikiyatriste alaycı bir şekilde, “Dışarı çıkıp dünyayı gezersem zengin olur muyum?” diye sordu.

Psikiyatrist hayretle, “Tabii ki hayır, daha da fakirleşirsin.” diye cevap verdi.

Bai Liu: “……”

Ne olacağını gayet iyi bilmiyor musun işte?!

Psikiyatrist Bai Lu’yu rahatlatmaya çalıştı.

“Ama daha fakir olduğunda, fakir olmanın düşündüğün kadar kötü olmadığını fark edeceksin. Para sadece maddi bir şey, neden kendini parayla bu kadar perişan ediyorsun?”

Bai Liu ifadesiz bir şekilde psikiyatriste sordu:

 “Benim gibi hastalarla görüşmek sizin için acı verici değil mi?”

Psikiyatrist: “……”

Hem de nasıl acı verici...

Bai Liu hafifçe gülümsedi, “O zaman neden bu işle kendinize işkence ediyorsunuz? Neden işinizi bırakıp dünyayı gezip görmüyorsunuz?”

Psikiyatrist: “……”

Para için, parasız dünyayı gezmeye cesaret edemem.

Aniden psikiyatrisin gözyaşları sel oldu.

Birçok psikiyatristi ağlattıktan sonra Bai Liu, yoksulluk, insanlığa karşı en büyük silah derken, bir yandan ellerini çırparak hayıflandı.

Sonuçta yoksulluk, başkalarına sekiz yüz kat zarar verirken, insanın kendisine bin kat daha fazla zarar verirdi.

Neyse ki psikiyatrist mahalle psikiyatristiydi ve ücretsiz çalışıyordu. Yoksa Bai Liu’ya göre parasızlıktan daha da ağzı kokardı.

Bai Liu, işini kaybettiğinden beri alışamadığı bir aşırı kaygıyla boğuşuyordu. Hatta rüyasında bir gecede zengin olup, yığınla paranın üzerinde neşeyle güldüğünü görüyor, ancak sonrasında uyandığında hayal kırıklığına uğramış ve boş hissederek, hesabında sadece beş haneli bir miktar para kaldığını görüyordu.

Bu kontrol edilemeyen, kaygılı çatışmanın sancıları içinde, Bai Liu sık sık elini çenesine dayayıp hayallere dalıyordu…

Keşke bu dünyada para kazanmanın yüksek riskli bir yolu olsaydı. Hayatını riske atmak umurunda bile değildi, sadece paraya ihtiyacı vardı!

Bu düşüncelerini bir arkadaşıyla paylaştığında, arkadaşı onu teselli etmeye çalışmıştı:

” Kitaplığındaki şu Ceza Hukuku kitabını görüyor musun?”

Bai Liu gördüğünü söyledi.

“O kitabın herhangi bir sayfasını açıp okumaya başla. İçindekilerin hepsi yüksek riskli para kazandıran işler. Çok çabalarsan, ayın acil tutuklama listesine bile girebilirsin.”

Bai Liu: “……”

Bai Liu’nun amacı yasaları çiğnemek falan değildi. Ama bu dünyada yasal yollarla para kazanmanın hızlı bir yolu yok muydu?!

Arkadaşı Bai Lu’ya, “Rüya falan görsen daha hızlı kazanırsın diye cevap verdi.

Canı pahasına olsa bile, para istiyordu!

Bai Liu yatağına uzanmış, hafiften uykuya daldığı esnada aklındaki son düşünce buydu.

Sonrasında ise oyuna dahil olmuştu.

Anıları burada sona ermişti.

Bai Liu önünde süzülen oyun paneline baktı.

Ekranda yeni bir kelime satırı belirdi:

[Evet. Bu oyunu aktifleştiren gerçekten de güçlü arzundu. Kazandığın sürece istediğin her şeyi elde edeceksin.]

Bai Liu tereddüt etmedi:

“Para istiyorum.”

Oyunun canı cehenneme, tek istediği para kazanmaktı.

Bai Liu bir an durakladıktan sonra sordu: “Bu oyununuz, yasal mı?”

Panel: […Evet]

 [Oyunu tamamlarsan, para veya istediğin herhangi bir şeyle takas edebileceğin puanlar kazanırsın.]

Bai Liu: “Nasıl bir oyun bu? Söylediğin puanları kazanmak için nasıl tamamlayacağım?”

Panel: [Bu bir korku hayatta kalma oyunudur. Hayaletler, seri katiller ve her türlü doğaüstü, aklına hayaline sığmayacak varlıkla doludur. Onların zayıflıklarını bulmalı, oyunun tüm hikâyesini tamamlamalı ve oyunu kazanmak için hayatta kalmalısın.]

[Oyun örneği yükleniyor… Yükleme tamamlandı.]

[Oyun Örneği Adı: Siren Kasabası]

[Seviye: Seviye 1 (Oyuncu Ölüm Oranı %50’nin altında olan oyunlar seviye 1 oyunlardır)]

[Mod: Tek Oyunculu Mod]

[Genel Bakış: Bu, aksiyon ve bulmaca unsurlarını birleştiren heyecan verici bir oyun olup, oyuncular arasında oldukça popülerdir. Ancak yeni başlayan oyuncular için pek dostane görünmemekte olup, yeni oyuncuların ölüm oranı oldukça yüksektir.]

[Oyuncu bilgileri yükleniyorYükleme tamamlandı.]

[Oyuncu Adı: Bai Liu]

[Can Değeri: 100 (Can değeri 60’ın altına düştüğünde oyuncunun saldırı gücü azalır, 0’a indiğinde oyuncu ölür.)]

[Dayanıklılık Değeri: 80 (Yeterli dayanıklılık)]

[Çeviklik: 25 (Yıllarca masa başında oturduğundan ötürü, vücudun sertleşmiş ve uyuşuk vaziyette, pek çevik değilsin.)]

[Saldırı: 30 (Sadece liseli bir kız öğrencinin çanta ile birine vurabileceği kadar saldırı gücü)]

[Zeka: 89 (Şaşırtıcı derecede zekisin.)]

[Şans: 0 (Hayatın boyu olağanüstü şanssızsın. Şirketin birini işten çıkaracak olsa, o kişi hiç şüphesiz sen olursun.)]

[Beceri: Yok (Henüz hiçbir becerin yok.)]

[Akıl Sağlığı Değeri: 100 (Son zamanlarda, oyuna giriş yaptıktan sonra akıl sağlığı değeri tamamen dolu olan ilk oyuncusun.)]

Akıl Sağlığı Değeri’nin altında kırmızı renkte küçük bir açıklama yer alıyordu.

(Not: Oyuncu, lütfen akıl sağlığı değerinin 60’ın üzerinde olduğundan emin ol. Akıl sağlığı değeri 60’ın altına düştüğünde oyuncu zihinsel çöküntüye uğrar ve tüm karakter panellerinin değerleri yarıya iner. 40’ın altına düştüğünde oyuncu, oyunun içinde olmayan halüsinasyonlar görmeye başlar, bu da oyunun tamamlanmasını zorlaştırır. 20’nin altına düştüğünde oyuncu delilik durumuna geçer, saldırı gücü panellerinin değerleri büyük oranda artar ve çeşitli yaratıkları öldürür. Akıl sağlığı değeri 0 olduğunda oyuncu, tamamen oyun içindeki canavarlara dönüşür ve oyun tarafından asimile edilir.)

[Oyuncu Paneli Özelliklerinin Genel Değerlendirmesi: F Seviye Oyuncu, en düşük seviye oyuncu, ancak akıl sağlığı değeri ve zeka değeri özel bir şekilde ölçüldüğünden bu derecelendirme geçicidir, nihai oyuncu seviyesi kaydı – F (?)]

Bai Liu karakter paneline baktı ve “F” harfinin yanındaki soru işaretinin alaycı bir ton taşıdığını belli belirsiz hissetti. Karakter panelini kapatınca yeni bir panel açıldı.

[Acemiler Bölgesi küçük TV ekranına giriş yaptın (1/100). Şu anda seni kimse izlemiyor. Oyuncu Bai Liu’nun popülaritesi: 0, Bağış Oranı: 0.]

Bai Liu kaşlarını çattı: “Bu ne?”

Panel: [Oyununun süreci, diğer oyuncuların izleyebilmesi için oyuncu salonunun Acemiler Bölgesi’ndeki küçük ekranda görünecek, ancak şu anda kimse oyun sürecini izlemiyor veya kimse oyun sürecine bağışta bulunmuyor. Şu anda tamamen bilinmiyorsun.]

Bai Liu az çok anladı. Yani bu oyun yayını tarzında bir şeydi. Ama bunların hiçbiri onun için önemli değildi. Asıl ilgisini çeken şey “Bağış Oranı”ydı.

“Biri bana bağış yaptığında, puan kazanabiliyor muyum?”

Panel: [Evet]

[Oyun başlıyor. iyi şanslar, Yeni Oyuncu.]

Panel, kapanan bir televizyon ekranı gibi titreyerek Bai Liu’nun gözlerinin önünde beyaz bir ışık huzmesi ile yok oldu.

Oyun lobisinin belirli bir bölümünde, küçük bir ekran aniden aydınlandı ve Bai Liu’nun solgun yüzü göründü. Bu ekranın etrafında, diğer yeni oyuncuların paniklemiş yüzlerini gösteren başka ekranlar da vardı. Bazıları umutsuzluk içinde kıvrılmış, gerçeği kabul edemiyor, bazıları çığlık çığlığa ağlıyor ekrana vuruyor, dışarı çıkmak için bağırıyordu.

Bai Liu, etrafındaki panik içindeki oyuncuların aksine, hiçbir korku belirtisi dahi göstermiyordu. Varlığı, baştan aşağı tezatlığıyla, duruma tamamen aykırıydı.

Lobideki herkes başlarını yukarıya kaldırmış, tekrar aydınlanan ekranı ilgiyle izliyor ve koyu bir şekilde tartışıyorlardı:

Acemilerden oluşan bir grup daha geldi. Ne kadar dayanabilecekler acaba?

“Arka plandaki ‘Siren Kasabası’ oyunun örneği mi?”

“Bu yeni oyuncu grubu cidden çok şanssız. ‘Siren Kasabası’nda yeni oyuncuların ölüm oranı çok yüksek. Geçen sefer yüz oyuncu girmişti de, en sonunda sadece bir kişi hayatta kalmamış mıydı?”

“Son zamanlarda yeni oyunculara verilen oyun görevleri çok zor olmaya başladı, ama bu yeni oyuncuların korkup kaçarken ne kadar zavallı hallere düştüklerini görmek gerçekten komik oluyor…”

Yok artık, çok kötüsün! Ama bu yeni oyuncuların muhtemelen çok geçmeden korkudan ağzı burnu yer değiştirecek…”

Bir dakika!” 

Geçen bir oyuncu aniden durdu, sanki dikkat çekici bir şey bulmuş gibi Bai Liu’nun küçük televizyon ekranına yaklaştı. Bai Liu’nun karakter panel istatistiğine şaşkınlıkla bakarak.

“Burada Akıl Sağlığı 100 olan bir acemi var!”

“Ne? !”

“Ne!! Çekil, ben de bir bakayım!”

“Siktir! Şimdi tüm acemiler bu kadar mı anormaller? Akıl Sağlığı değeri 100 mü?!”

“Son acemi tam Akıl Sağlığı istatistiğine sahip olarak liderlik tablosunda ilk ona girmiştir kesin!”

“Yok artık! Potansiyel bir yıldız! Ben de bir bakayım!”

Bai Liu’nun küçük televizyon ekranı bir anda parladı ve ardından mekanik bir ses düz bir sesle duyurdu:

[50 kişi, oyuncu Bai Liu’nun televizyon ekranını izliyor. Oyuncu Bai Liu ‘’Tecrübesiz’’ başarısını elde etti ve tek tuşla üçlü bağlantı sistemini açtı.]

[28 kişi Oyuncu Bai Liu’nun videosuna beğeni bıraktı, 56 kişi Bai Liu’nun televizyonunu yer imlerine ekledi, ancak henüz kimse oyuncu Bai Liu’ya bağış yapmadı. Oyuncu Bai Liu, çabalamaya devam et!]


ÇN: Siren diye bahsedilen şey bildiğiniz siren değil, çin mitolojisinde deniz kız-adamıı/yaratıklarını simgeleyen bir ifadedir. Yani Siren olarak bahsettikleri şey canlı bir varlık. Direkt Siren olarak çevirdim çünkü bölümlerin ilk başlarında Bai Liu hariç diğerleri normal bir kasaba zannediyor.Ayrıca isim olarak da direkt Siren diyorlar.