Muted // 5.Bölüm

Share
  • 15 Mayıs 2022

Hem banka kartımı hem de kimlik kartımı kaybettiğim için sadece bankaya gidip hesabımı geçici olarak durdurabildim. Banka kartının kaybolduğunu bildirmeden önce yeni bir kimlik kartı almam gerekiyordu.

Yetim olduğum için kimlik kartımı değiştirmek de çok zahmetliydi. Sivil İşler Bürosu ve polis karakolu arasında birkaç kez koşuşturduktan sonra, sonunda geçici bir kimlik kartı almadan önce birkaç gün boyunca sürüklendim. Gereken tüm harcamalara gelince, Li Teyze’den ödünç almak zorunda kalmıştım.

Her seferinde dışarı çıkmadan önce ona tekrar tekrar geleceğimi söylerdim ama Li teyze hep gülümser ve elini salllardı. Bana olan güvenini ödemek için yetersizdim. Ve sadece yeni banka kartımın hızlı bir şekilde alabileceğimi umdum. Böylece biraz para çekip ona geri ödeyebilirdim.

Uyandığım eve gelince, o sessiz kadının eviydi. Bana yatağını vermiş, kendisi yandaki depoda uyumuştu. Eşyaları depolamak için tasarlanmıştı ve koşullar son derece kötüydü. Duvarın yanında boş çuval yığını vardı.

Böyle bir yerde uyumasına nasıl izin verebilirdim? Uyandıktan sonra onunla odaları değiştirdim. İlk başta, isteksizdi, ama tatlı kandırmacalar ve biraz da azarlamak arasında geçiş yaparak, sonunda isteksizce odasına geri döndü.

Aslında, sessiz kadının bana bu kadar iyi davranmasından her zaman emin değildim. Bir gün Li teyze ile rahatça sohbet ederken bu konuyu açığa çıkardık. Li teyze iç çekti, ” Ah Xiu’nun aslında bir oğlu varmış ve o her zaman oğlunun resmini üstünde taşırdı. Detaylar hakkında çok net bilmiyorum ama çocuğun bir kazada öldüğünü duydum…”

Li Teyze durakladı. “Bu kaza olmasaydı, seninle aynı yaşta olabilirdi.”

Aydınlandım, başımı salladım. Böylece benimle empati kurduğu ortaya çıktı.

Belki de doğru zamanda görünüyordum ya da ona biraz benziyordum. Her durumda, benim hakkımda bir şey muhtemelen çocuğu ile ilgili anılarını depreştirmişti. Bu yüzden oğluna karşı olan tüm duygularını bana aktarmıştı.

Biraz rahatladım ama hayal kırıklığına da uğramıştım. Ama paramı hızlı bir şekilde alabildiğim sürece sorun yoktu. Li teyze ve sessiz kadına borçlarımı geri ödeyebilirdim ve endişelenmeden ayrılabilirdim.

Para çekebildiğim gün biraz yiyecek almaya gittim. Li teyze’nin kocası ve çocukları başka yerde çalışırken, üçümüz birlikte mutlu bir yemek yedik.

Yemekten sonra masayı topladık ve Li teyze’ye 1000Rmb** daha ödünç aldığım parayı verdim. Aslında burda kaldığım süre boyunca 1000Rmb bile azdı. Bununla birlikte Li teyze hala inatla paryı sayma ve fazlalığını geri verme derdindeydi. Yarım gün boyunca itip kaktıktan sonra Li teyze tarafından evden çıkarıldık. Tepki veremeden önce kapı yüzüme kapanmıştı bile.

**para birimi

” Xiomu, Ah Xiu’nun senden bir şey kazanması için sana yardım etmedim! Paranı saklamalısın, harcamak için zamanın olacak.” Li teyze kapının arkasından bağırdı.

”Teyze…” sesimin boğulduğunu anlamam için ağzımı açmam gerekmişti. Aceleyle boğazımı temizledim ”Li teyze, bunca zamandır benimle ilgilendiğin için teşekkür ederim.” Li teyze minnettarlığımı kabul etti, sonra bana birkaç tavsiye daha verdi.

Sessiz kadına bakmak için döndüm. Li teyze ve benim davranışlarım karşısında hayrete düşmüş, aptalca orada durup beni izliyordu. Ona gülümsedim, koluna girip evine kadar eşlik ettim. 1000rmb’yi ellerine yerleştirerek, dolabı işaret ettim. Sessiz kadın aptal olmasına rağmen parayı nasıl saklayacağını biliyordu. Ayrıca eski gazeteleri ve plastik şişeleri satarak kazandığı parayı da dikkatle koruyordu.

Parayı tutarken hala kaybolmuş gözüküyordu. Biraz endişelendim ve daha sonra ayrılmadan önce Li Teyze’ye uğrayıp onunla daha iyi ilgilenmesini söylemek için rahatsız etmeyi düşündüm.

”Gidiyorum. Bu süre boyunca gösterdiğiniz ilgi için teşekkür ederim. Parayı güvenli bir yerde saklayın be Li teyze dışında başka kimseye göstermeyin.” Ne dediğimi anlamadığını bilmeme rağmen, ona yardım edemedim ve tekrar hatırlattım.

Geri dönüp kapıyı açtım. Gitmek üzereyken elimi yakaladı. Başımı çevirdim, sessiz kadın parayı avuçlarıma bastırdı, sonra işaret etti. İki elini açtı ve çılgınca bir şeyler anlatmaya çalıştı.

Ona baktım ama ne ifade etmeye çalıştığını hala anlamamıştım. Anlamadığımı gördü ve sadece cebinden bir anahtar çıkardı, dolabın yanındaki çekmecenin kilidini açmak için arkasını döndü. Daha sonra, çekmecenin tabanını dolaşarak içindeki birkaç yırtık kıyafet parçasını kenara itti. Sonunda, şişkin sarı bir bez çanta çıkardı ve hevesle geri döndü, o çantayı bana zevkle ve gururla itti.

Çantayı açtım. Gözlerimi yakalayan eski, buruşuk bir dolarlık banknotlardı.

İçine 1000rmb dikkatlice sokmadan önce uzunca bir süre onlara baktım. Çantayı tekrar onun ellerine yerleştirerek geri döndüm ve kapıdan çıktım.

Sessiz kadın önümden koştu, biraz acil gibi. Yine o çantayı bana doğru itti ve boğuk bir şekilde “ah ah ah” sesleri çıkardı.

Derin bir nefes aldım, ifadesizce ona baktım. “Bu senin, istemiyorum. Paranı iyi tut, ben gidiyorum. “

Onunla daha önce hiç bu şekilde konuşmamıştım ve gözlerinde acı dolu bir ifade vardı.

Kalbim acıdı ve orada bir saniye daha kalmak istemedim. Dönüp koştum. Birkaç adım bile atmadan önce elimden tuttu. Dayanamıyorum, başımı salladım ve bağırdım, “Ben senin oğlun değilim !!! Açıkça bak !! Ben o değilim !! “

Sessiz kadın şok ile dondu ve yüksek sesle ağlamaya başladı. Ancak elleri hala bana sıkıca tutuyordu.

Li Teyze aceleyle kapısını açtı ve kargaşayı duyduktan sonra kaçtı. Sessiz kadının elini tutarak onu teselli etti. Biraz garip, bir şey söylemek üzereydim, ama Li Teyze beni salladı. “Sorun yok Xiao Mu, gidebilirsin. Onunla ben ilgileneceğim. “

Başımı salladım, kalbimi sertleştirdim ve sessiz kadından uzaklaştım. Sanki kaçıyormuşum gibi, orayı terk ettim.

Arkamdaki hıçkırıklar git gide arttı ve koşmaya devam ederken dişlerimi sıktım. Ne kadar süre koştuğumu bilmiyordum, ama artık baskı yapacak enerjim olmadığında durdum. Kendimi yol kenarındaki bir duvara yaslarken nefes nefese kalıp nefesimi tutmaya çalıştım.

Yüzüm ıslaktı ve sildikten sonra gözyaşlarıyla kaplı olduğunu fark ettim. Dudaklarımı kıvırmak, gülmek istedim, ama bunun yerine garip boğucu sesleri geldi … Sonunda, hala kendimi tutamadım ve duvardan kayarak çömeldim*, yüzümü kapadım ve ağladım.

*cenin olur gibi kuzular

Bunun ne tür garip bir tepki olduğunu bilmiyordum. Sessiz olmasına rağmen, aptal olmasına rağmen, mutlu ve memnun olmalıydım, benim için çok iyi biri vardı. Ancak şimdi o kadar acı çekiyordum ki gözyaşlarım durmuyordu.

Çok sıcak ve çok güzel olduğu için olmalı. Ama bu sıcaklık ve güzellik bir esinti gibiydi, o kadar beklemediğim bir yanılsama gibiydi ki. Ulaştıktan sonra hiçbir şeyi tutamayacağımdan ve acıların bir kez daha üzerimde yıkacağından korktum.

Yani, uzak durduğum sürece, herhangi bir umut beslemedikçe, asla hayal kırıklığına uğramaz veya incinmezdim.

—————————————————-

——————————–

4.Bölüm ——– 6.Bölüm